mustafa
(şimdiye kadar 25 posta) | |
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada hükümeti, tırmanan terör eylemleri karşısında etkisiz kalmakla ve teröristlerle aynı masaya oturma eğilimiyle suçladı.
İşte Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları:
- Hükümetin silahsız bölücülüğü meşru gördüğü ortaya çıkmıştır.
- Silahı bırak masaya gel çağrısı başbakanın teröristlerle pazarlığa oturma eğilimini göstermektedir.
- Bölücülük elinde silah olmayanın yapması meşru olan bir fikir özgürülüğü alanı değildir.
- Bölücü örgütün başı artık İmralı'da değil Barzani denen çete reisindedir.
- Türkiye'ye bir kedisini bile veremeyeceğini söyleyen zihniyete Türkiye'ye ile alay etmenin karşılığı verilmelidir.
- dağda terörist ararken unutmayalım ki uzantıları belediye binalarında, üniversite kürsülerinde ve hatta Meclis'te boy göstermektedir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’deki bölücülük ve terörün elebaşının artık “Barzani denen çete reisi” olduğunu dile getirdi.
Devlet Bahçeli MHP Grubunda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bugün bir savaş tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
“Son gelişmeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, PKK terör örgütünün yönetiminin İmralı’dan çıktığı ve Irak’ın kuzeyindeki peşmerge reisinin idaresine geçtiği anlaşılmaktadır. Ülkemizdeki bölücülük ve terörün elebaşı artık Barzani denen çete reisidir” diyen Bahçeli, Türkiye’ye kedisini bile vermeyeceğini “zırvalayan” zihniyete Türk milleti ile alay etmenin ne demek olduğunun ayrıca hatırlatılması gerektiğini kaydetti.
Bahçeli, önümüzdeki dönemde, “bölücülükle mücadele stratejisi hazırlanması gerektiğini belirterek, güvenlik birimlerinin talepleri dikkate alınarak, bölge halkının huzuru için olağanüstü hal ilan edilmesini önerdi.
Konuyla ilgili TBMM bünyesinde bir “araştırma komisyonu” kurulmasını da isteyen Bahçeli, Türk milletinin her türlü sorunu aşacak güce sahip olduğunu ifade etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şehitlerine sahip çıkan Türk milletinin kendi haysiyetini ve birliğini bir nefsi müdafaa tavrıyla korumaya çalışacağının anlaşıldığını söyledi. Bahçeli, Milli Savunma Bakanının son olaylardan sonra 'Operasyonun aciliyeti yok' demesinin gafletin hala sürdüğünü gösterdiğini savundu.
Devlet Bahçeli MHP gurubunda yaptığı konuşmada, tezkere kararının, terörist unsurlar ve bölücüler üzerinde hiçbir tesir uyandırmadığını belirterek, Türkiye'nin şehitlerini uğurladığı bu günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Türkiye-İngiltere Stratejik Ortaklık' belgesi imzalamak amacıyla İngiltere'de olduğunu belirten Bahçeli, 'Hangi taahhütlere gireceği de meçhuldür. 2006 yılının temmuz ayında ABD ile imzaladığı 'Stratejik Vizyon Belgesi'nin' mürekkebi henüz kurumamıştır. O belgenin gereği olan terörle mücadelede verilen hangi sözler tutulmuştur da şimdi başka bir ülke ile evrak imzalanmasından sonuç alınacaktır. Geçen ay Irak ile imzalanan ve adına mutabakat muhtırası denen içeriği tartışmalı sözleşmenin gereğini yapmaktan aciz
bir hükümetin bütün diplomatik girişimlerinin sonuçsuz ve tavizkar olması muhtemeldir. Tezkerenin geçtiği gün, Irak'tan telaşla gelerek Sayın Başbakan ile görüşen Irak Başbakan Yardımcısı'nın 'Görüşmelerden istediğimi aldım' diyerek gönül rahatlığıyla ülkesine dönmesi kuşkumuzu haklı çıkarmaktadır' dedi.
Milli Savunma Bakanının son olaylardan sonra 'Operasyonun aciliyeti yok' demesinin gafletin hala sürdüğünü gösterdiğini dile getiren Bahçeli, bir askeri harekat için daha ne kadar şehit verilmesi gerektiğini sordu.
Bahçeli şöyle devam etti:
'Önceki akşam gerçekleşen ve adına devletin zirvesi denilen bir toplantının basın açıklamasında terörle mücadeledeki kararlılık vurgulanırken 'gereken bedel ne ise ödemekten kaçınılmayacağı'na dair bir ibare de dikkatimizi çekmiş bulunmaktadır... Bilinmelidir ki teröre gözyummak bölücülüğe gözkırpmak gidilen gaflet yolculuğunda Türk milleti zaten bu teslimiyetin bedelini şehitleriyle yeterince ödemiştir. Bizim ödeyeceğimiz bir bedel kalmamıştır. Şimdi bu bedeli ödeme sırası başkalarındadır... Nitekim, şehitlerine sahip çıkan Türk milletinin, ülkemizin kaçınılmaz bir noktaya gelmesi halinde, kendi haysiyetini ve birliğini, bir nefsi müdafa tavrıyla kendisinin korumaya çalışacağı anlaşılmaktadır. Hükümetin yasal yetkilerini kullanmaktan kaçınması ve çekinmesi veya gecikmesi halinde Türkiye'nin gücünün sorgulanacağı, caydırıcılığının tartışılacağı ve bölücülüğün ilave kazanımlar elde edebileceği bir sürecin başlaması kaçınılmazdır. |
